| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | senkronize etmek | synchronize f. | ||
|
The dancers synchronized their movements perfectly. Dansçılar hareketlerini mükemmel bir şekilde senkronize ettiler. More Sentences |
||||
| Genel | senkronize etmek | synchronise f. | ||
|
Plans are afoot to synchronise the two electricity grids. İki elektrik şebekesini senkronize etmek için planlar yapılıyor. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | senkronize etmek | synchronise f. | ||
|
I think it high time to synchronise the Budget procedure and the Commission's legislative process. Bütçe prosedürü ile Komisyonun yasama sürecini senkronize etmenin tam zamanı olduğunu düşünüyorum. More Sentences |
||||
| Teknik | senkronize etmek | synchronize f. | ||
|
Let's synchronize our watches. Saatlerimizi senkronize edelim. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | senkronize etmek | sync f. | ||
| Genel | senkronize etmek | synch f. | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | senkronize etmek | sync up f. | ||
| Technical | ||||
| Teknik | senkronize etmek | time f. | ||
| Automotive | ||||
| Otomotiv | senkronize etmek | synchronize f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | sonradan senkronize etmek | postsynchronize f. |
| Genel | ile senkronize etmek | synchronize with f. |
| Genel | verileri senkronize etmek | synchronize f. |
| Idioms | ||
| Deyim | (biriyle/bir şeyle) senkronize hareket etmek | keep in step (with someone or something) f. |
| Telecom | ||
| Telekom | iletim zamanlamasını senkronize etmek için kullanılan bir sinyal | preamble i. |
| Television | ||
| Televizyon | kaynağın video çıkışıyla diğer kaynakları senkronize etmek | genlock f. |
